Cep telefonu olmayan yok denecek kadar az. Uzun süredir hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu bu yüzden vazgeçmek nerdeyse imkânsız. Günlük yaşamı kolaylaştıran bir mucize. Aslında bir cep telefonu telefondan daha fazlası. İnternete girmek, oyun oynamak, müzik dinlemek, fotoğraf ve video çekmek, yön bulmak vs… hepsi mümkün. Mail yazıp telesekreter olarak kullanmakta özellikleri arasında. Bir de olmalı kültürü var tabi. En yeni ve en gelişmiş modeller ilgi alanımız oldu.
Bu kadar düşkün olduğumuz bu teknoloji harikası cep telefonlarının zararlarını biliyor muyuz?
Genetik şifre bozuklukları, kanser, beyin tümörü, yüksek tansiyon, hafıza kaybı gibi sıralanıyor. Kafadan atılmış bilgiler olduğu sanılsa da ciddi kurumların açıklamaları bu yönde. Birçok kar amaçlı şirketin hoşuna gitmeyecek bu açıklamalar artık saklanmıyor.
Uluslar arası kanser araştırma ajansının cep telefonuyla ilgili açıklamaları:
(IARC) uluslararası kanser araştırma ajansı, cep telefonlarından ve baz istasyonlarından maruz kalınan radyo dalgalarını içine alan elektromanyetik alanları, kanserojen içeren 2-B grubu olduğu açıkladı.
İngiltere radyolojik koruma kurulu:
Cep telefonlarının küçük çocuklarda tümör riski yarattığını tüm dünyaya bildirdi.
Bu ve benzeri açıklamaların sayısı bir hayli fazla. Telefondan başka elektronik birçok alet kullanıyoruz. Şüphesiz onlarında zararları mevcut fakat vücudumuz kendini yenileyerek bunların etkisinden kendini kurtarabiliyor. Cep telefonu beynime ve vücudumuza en yakın olan elektronik bir alet. Bu yüzden ondan görülen zarar daha fazla ve kurtulunması daha zor.
Cep telefonu nasıl kullanılmalı?
Mümkün olduğunca az kullanmaya çalışmak gerekiyor. Sürekli üzerimizde boynumuzda kemerimizde takılı olmamalı. Kalp seviyesinde tutulmaması ve başucuna konulup uyunmaması gerekiyor. Şarj edilirken yatak odası dışında bir yerde şarj edilmeli. Konuşurken de mümkün olduğunca kulaklık kullanmakla beyninize daha az zarar vermiş olursunuz.
Konuşurken düşünün, sağlığınız keyfi zarar görmesin…
Kaynak: Sağlık Bilgileri
Bu kadar düşkün olduğumuz bu teknoloji harikası cep telefonlarının zararlarını biliyor muyuz?
Genetik şifre bozuklukları, kanser, beyin tümörü, yüksek tansiyon, hafıza kaybı gibi sıralanıyor. Kafadan atılmış bilgiler olduğu sanılsa da ciddi kurumların açıklamaları bu yönde. Birçok kar amaçlı şirketin hoşuna gitmeyecek bu açıklamalar artık saklanmıyor.
Uluslar arası kanser araştırma ajansının cep telefonuyla ilgili açıklamaları:
(IARC) uluslararası kanser araştırma ajansı, cep telefonlarından ve baz istasyonlarından maruz kalınan radyo dalgalarını içine alan elektromanyetik alanları, kanserojen içeren 2-B grubu olduğu açıkladı.
İngiltere radyolojik koruma kurulu:
Cep telefonlarının küçük çocuklarda tümör riski yarattığını tüm dünyaya bildirdi.
Bu ve benzeri açıklamaların sayısı bir hayli fazla. Telefondan başka elektronik birçok alet kullanıyoruz. Şüphesiz onlarında zararları mevcut fakat vücudumuz kendini yenileyerek bunların etkisinden kendini kurtarabiliyor. Cep telefonu beynime ve vücudumuza en yakın olan elektronik bir alet. Bu yüzden ondan görülen zarar daha fazla ve kurtulunması daha zor.
Cep telefonu nasıl kullanılmalı?
Mümkün olduğunca az kullanmaya çalışmak gerekiyor. Sürekli üzerimizde boynumuzda kemerimizde takılı olmamalı. Kalp seviyesinde tutulmaması ve başucuna konulup uyunmaması gerekiyor. Şarj edilirken yatak odası dışında bir yerde şarj edilmeli. Konuşurken de mümkün olduğunca kulaklık kullanmakla beyninize daha az zarar vermiş olursunuz.
Konuşurken düşünün, sağlığınız keyfi zarar görmesin…
Kaynak: Sağlık Bilgileri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder